Türkiye’de geçen ay 612’si orman, 951’i zirai alan olmak üzere 1563 yangın çıktı.
Yaz mevsiminin gelmesiyle sıcaklığın hissedilir derecede arttığı haziranda, birçok şehirde hava sıcaklığı 40 derecenin üzerine çıktı. Sıcaklığın ormanlarda ve zirai alanlarda yangın riskini artırdığı yurt genelinde, orman altı bitki örtüsünün kuruması ve rüzgarın etkisi alevlerin büyümesine neden oldu.
1 Haziran’dan itibaren birçok kentteki ormanlarda ve tarımsal alanlarda yangınlar etkili oldu.
Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre, 1-30 Haziran’da 612’si orman, 951’i zirai alan olmak üzere 1563 yangın çıktı. Bu orman yangınlarının 499’u tarım alanlarından başlayarak ormanlara sıçradı.
Hava sıcaklığının mevsim normallerinde seyrettiği 1-16 Haziran’da 203 orman yangınının çıktığı yurt genelinde, sıcaklığın arttığı ayın ikinci yarısında 409 orman yangını kayıtlara geçti. Yalnızca 27-30 Haziran tarihlerinde 147 orman ve 195 zirai alan yangını yaşandı.
– “Ege Bölgesi’nde yangın riski ‘çok yüksek’ seviyede”
İzmir Bakırçay Üniversitesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi ve Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama Uzmanı Prof. Dr. Şermin Tağıl, AA muhabirine, artan sıcaklıklar ve kalıcı kuraklık nedeniyle özellikle Batı Anadolu’nun çok ciddi bir orman yangını tehdidi altında bulunduğunu söyledi.
Uzun süren kurak ve ani sıcaklık yükselişlerinin büyük yangınlara yol açtığını kaydeden Tağıl, şöyle konuştu:
“Akdeniz ikliminin tipik özelliği olarak, yazlar sıcak ve kurak geçiyor. Bu tür bölgelerde çıkan büyük yangınların yaklaşık yüzde 80’i, şiddetli kuraklık dönemlerine denk geliyor. Uluslararası kurumların verileri, toprak nemi azaldıkça yangın riskinin hızla arttığını gösteriyor. Toprak ne kadar kuruysa, yangının çıkma ve yayılma riski o kadar yükseliyor. Şu günlerde, Copernicus Acil Durum Yönetim Servisi Mark 5 Orman Yangını Tehlike Göstergesi’ne göre Ege Bölgesi’nde yangın riski ‘çok yüksek’ seviyede. Özellikle İzmir, Seferihisar, Aydın, Milas, Bodrum ve Marmaris büyük tehdit altında. Akdeniz Bölgesi’nde ise Antalya, Silifke, Hatay ve İskenderun çevresi dikkat çekiyor. Bu bölgelerde sıcak hava dalgaları ve güçlü rüzgarlar, en ufak bir kıvılcımı bile kısa sürede büyük bir yangına dönüştürebilir.”
Tağıl, haziran ayı boyunca yaşanan yağış eksikliğinin temmuz ayında da devam edeceğinin tahmin edildiğini aktararak, “Yağış yoksunu bir dönem geçirdik. Bu durum, topraktaki nemin hızla azalmasına, bitki örtüsünün kurumasına ve yangınların daha kolay çıkmasına zemin hazırladı.” dedi.
İklim projeksiyonlarına bakıldığında ise durumun daha da kritik olduğunu dile getiren Şermin Tağıl, şunları kaydetti:
“Dünya İklim Araştırmaları Programı’nın verilerine göre, Türkiye’de 2080-2099 yılları arasında ortalama sıcaklıkların, 1995-2014 dönemine kıyasla 4 ila 6 derece arasında artması bekleniyor. Bu, fosil yakıt kullanımının devam ettiği ve önlem alınmadığı kötü senaryo. Eğer karbon salınımları hızla azaltılmazsa, bu projeksiyonlar maalesef gerçek olacak. Artan sıcaklık ve kalıcı kuraklık sadece hava durumunu değil, topraktaki nem oranını, tarımı, su kaynaklarını ve ormanları da doğrudan tehdit ediyor. Azalan yağışlar nedeniyle bitki örtüsü kuruyor, ormanlar daha kolay tutuşuyor ve yangınlar çok daha hızlı yayılıyor. Söndürülmesi ise gittikçe zorlaşıyor.”