Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 5 milyar 430 milyon 161 bin TL’lik bütçesi görüşülüyor.

-Rogers

Bağımsız Milletvekili Jale Refik Rogers ilk sözü alarak, Sosyal Sigortalar Dairesi’nde yaşanan sıkıntıları aktardı; eczacı ve hekimlerin halen soruşturma altında olduğunu ve bunun ne anlama geldiğini görmekte zorlandıklarını dile getirdi.

Bakanın bu konuda vizyonunu anlatmasını isteyen Rogers, süreci yakından takip edeceklerini söyledi.

Rogers, sosyal devlet olmaktan uzak olmanın yarattığı sorunları da aktardı.

Sosyal Hizmetler Dairesi’nin teşkilat yasasındaki eksikliklere değinen Rogers, artan nüfus ve değişen nüfusla tüm teşkilat yasalarının güncellenmesi gerektiğini kaydetti.

Jale Refik Rogers, yaşlı bakım evlerinin, son yıllarda skandalların patladığı yerlerden biri olduğunu, hemen çözüleceği sanılan bu sorunların sürdüğünü, ilgili yasanın bakanlıkça sahiplenilmediğini ve halen de komitede görüşülebilecek durumda olmadığını anlattı.

Sosyal devlet olmanın şartı olan engelli ve yaşlı bakım evlerinin yetersizliklerine işaret eden Rogers, bir an önce yasal zeminin hazırlanmasını ve bu yerlerin denetlenmesini, insan onuruna yakışır yerler haline getirilmesini istedi. Rogers, devletin sorumluluklarını yerine getirmemesi nedeniyle yaşlıların bütün maaşını bakıcıya harcadığını kaydetti.

-Derya

CTP Milletvekili Doğuş Derya, ülkedeki insanların güvencesinin bu bakanlık altında olduğunu kaydetti.

Bakanlığın faaliyet raporundaki verilerin ortaya koyduğu gibi iş gücünün giderek derinleştiğini dile getiren Derya, aktif sigortalı çalışanların yüzde 50’sinin yabancı olduğunu söyledi.

Birkaç büyük iş insanının isteği üzerinden sektörün şekillenmesi halinde sektörün yabancılaştığını dile getiren Derya, giden iş gücünün nitelikli, gelen iş gücünün de kol faaliyetleri üzerinden yapılmasını eleştirdi.

Bir yılda 417 iş kazasının olduğuna dikkat çeken Derya, verilere bakıldığında günde bir kişinin iş kazasından dolayı yaralandığını veya öldüğünü ve bunların ağırlıkla inşaat sektöründe yaşandığını söyledi.

Derya, KKTC’ye yurt dışından işçi getirenlerin ceza almadığına dikkat çekerek, yabancı iş gücü sömürüsünün giderek arttığını ve yabancı işçi getiren işverenlerin bugüne kadar herhangi bir ceza almadığını kaydetti.

Emek sömürülürken işverenlerin korunduğunu dile getiren Derya, işçiden ziyade işverenin korunduğunu gösteren verileri paylaştı.

Bakanlığa bağlı dairelerin de yaslarının güncellenmesi gerektiğine dikkat çeken Derya, şiddete bağlı danışma merkezlerinin de açılarak yaygınlaşması gerektiğini söyledi.

-Hamzaoğulları

CTP Milletvekili Biray Hamzaoğulları, İskele ve Kapraz bölgelerinin üçe ayrılması gerektiğini dile getirerek, ancak bu şekilde hizmet verilebileceğini kaydetti.

Bakanlığa bağlı dört dairenin bir çatı altında toplanması için bina yapılacağı söylemlerinin yıllardır yapıldığını dile getiren Hamzaoğulları, bölgedeki Sosyal Sigortalar ve İhtiyat Sandığı binalarının halen kiralanmış binalar olduğunu belirtti.

İskele ve Karpaz bölgesindeki sorunları anlatan Hamzaoğulları, bu bölgelere 50 yıl hiç hizmet gitmediğini söyledi.

-Besim

Daha sonra söz alan CTP Milletvekili Filiz Besim, reçete soruşturmasında yaşanan krizin çok büyük bir travma olduğunu dile getirerek, “Bu şekilde olmamalıydı. Bir yılı aşkın süre geçti. Hekimler, eczacılar çok üzüldü ama en büyük zararı hastalar gördü” ifadelerini kullandı.

Sistemsizliğin içinde tek suçlunun hekim ve eczacılar mı olduğunu soran Besim, bu travmanın yıllar boyu kaldırılamayacağını söyledi.

Bakanlık içinde sistemi doğru kullanmayan kişilerin de soruşturulup soruşturulmadığını soran Besim, Çalışma Bakanlığında önce bir iç denetim ve ön çalışmadan sonra bu konunu polise yansımasını beklediklerini kaydetti.

Filiz Besim, hastaya hekim seçme özgürlüğü verildiğini ama eczacıya verilmediğini belirterek sadece sözleşmeli olan eczacıların reçetelerinin faturalarının kabul edileceğinin söylenmesinin yarattığı sıkıntıları anlattı.

Reçetelerin ödenmesinde yaşanacak sıkıntılara değinen Besim, e-reçete sisteminin Sağlık Bakanlığı ile ortaklaşa kurulması gerektiğini söyledi.

Besim, sistemin daha kapsayıcı şekilde tüm hekim ve eczacıları kapsayacak şekilde kurgulanması ve güçlü şekilde denetlenmesini önerdi. O güne kadar tüm eczanelerin reçetelerinin kabul edilmesini isteyen Filiz Besim, eczacıların sisteme güveni kalmadığını ifade etti. Eczacılarla birlikte çalışarak sistemin yeniden kurulmasını öneren Filiz Besim, sistemin denetlenebilir olmasını da “olmazsa olmaz” diye niteledi.

Sistemi denetleyecek en güçlü şeyin genel sağlık sigortası olacağını vurgulayan Besim, 2000 yılından beri bu konunun konuşulduğunu ancak hayata geçmediğini belirtti.

Besim, çalışma ve sağlık bakanlıklarının bir türlü bir araya gelip sorunu çözemediğini ifade etti; bu durumun özellikle dezavantajlı, kırılgan gruplar için sorunlar yarattığını vurguladı.

Ciddi engeli olan bir çocuk sahibi anne-babaların çalışmasının çok zor olduğuna işaret eden Filiz Besim, bu durumdaki kişilere özlük hakları için güvence verilmesi gerektiğini söyledi.

Besim, Engelli Yaşam Evi’nin devreye girmesinin önemli ve anlamlı olduğunu kaydetti. Besim, Doktor, hemşire ve diğer sağlık çalışanı kadrolarında eksikliler olan Engelli Yaşam Evi’nin hep birlikte kaliteli çağdaş bir yere dönüştüreceklerini söyledi.

CTP Milletvekili Filiz Besim, engellilerin sorunlarından örnekler verdiği konuşmasında, önerilerde de bulundu; özellikle sağlık ve çalışma bakanlıklarının ortaklaşa çalışma yürütmesinin önemine işaret etti.

Sosyal hizmetlerdeki eksikliklerin toplumda çok ciddi sıkıntılar yarattığını belirten Besim, suç çeşitlerinin çok arttığına işaret ederek suça itilmiş çocukların rehabilitesinin önemini vurguladı.

“Yasası yok denilerek ortada bırakılan Kalkanlı Yaşam Evi’nin idaresi tam olarak Çalışma Bakanlığı’na geçti mi?” diye soran Filiz Besim, “Yani Sağlık Bakanlığı hemşiresi, doktoru, fizyoterapisti olmayan Çalışma Bakanlığı’na bu evi teslim etti” diye konuştu.

Besim, Lapta Huzurevi’yle ilgili sıkıntıların yıllardır konuşulduğunu, yeni bir proje görmediğini söyledi.

Ülkenin hızlı şekilde nüfus sayımına gitmesi gerektiğini belirten Besim, bu sayımın sonucuna göre politikalar belirlenmesinin şart olduğunu anlattı. Besim, “Bu sayım yapılmadığı için insan hayatları elimizden kayıp gidiyor” diye konuştu.

Filiz Besim, dünyada meslek hastalıklarının iş kazalarından daha fazla can aldığını rakamlarla anlatarak belli bir çalışan sayısının üzerindeki iş yerlerinin bir hekimle kontratı olması yönünde düzenleme yapılmasını istedi.

Ülkede ortalama yılda 6-10 kişinin iş kazalarında hayatını kaybettiğini belirten Besim, meslek hastalıklarından ölenlerin sayısının ise bilinmediğini kaydetti. Besim, taş ocakları, elektrik santrali, liman işçileri, otomotiv sanayi, hastanelerde radyasyona maruz kalan personeli örnek vererek meslek hastalıklarıyla ilgili de çalışma yapılmasını önerdi.





Source link

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir