Meteoroloji Mühendisleri Odası, global hava sıcaklığının gittikçe artması sonucunda oluşabilecek olumsuzluklardan endişe duyduğunu kaydetti, KKTC’nin küresel ısınmanın etkilerinden kurtulmasının mümkün olmadığını belirtti ve önlem alınması gerektiğine işaret etti.

Açıklamada, insan eliyle yaratılan küresel ısınmanın durdurulmasının da insan eliyle olması gerektiği vurgulandı ve “Global ısınma sonucunda buzlar eriyecek, deniz seviyesi yükselecek, yağış rejiminde düzen bozulacak, normal değerler değişecek, bunun akabinde de seller ile kuraklık birlikte görülebilecek bir hale doğru ilerlemeye başlanacacak.” denildi.

Açıklamada, “Bizim de KKTC olarak, hem coğrafi konumumuz, hem küçük bir alana sahip oluşumuz hem de bir ada ülkesi oluşumuz nedeniyle küresel ısınmanın etkisinden kurtulmamız mümkün değildir. Bu nedenle başlatılan duyarlı çalışmaları içtenlikle destekler, katkı koymayı bir görev addediyoruz.” ifadeleri yer aldı.

Meteoroloji Dairesi gözlem ağının güçlendirilmesinin ülkenin iklimle mücadelesinde son derece önemli olduğu belirtilen açıklamada, meteorolojik veri olmadan doğa olayları ile mücadeleden söz etmenin doğru olmayacağı kaydedildi, dünyadaki 31 çeşit doğal kaynaklı afetin 28’inin meteoroloji kaynaklı olduğu aktarıldı.

Açıklamada, Meteoroloji Dairesi tarafından hazırlanan hava tahmin raporlarının yetkililer tarafından takip edilerek, gerekli önlemlerin alınmasının önemi de vurgulandı.

Açıklamada, Oda’nın iklim değişikliği sonucunda ülkedeki beklentileri ve önerileri de şöyle sıralandı:

“Yaşam için denge ve konfor bozulacak, yeni normaller oluşacak, sıcaklık yanında birçok parametrede extrem değerler görülecek, kararsız, dengesiz ve düzensiz yağışlar hatta asit yağmurları olacak, kuraklık ile seller birlikte görülecek, gıda eksikliği- kıtlık görülecek, orman yangınları artacak, deniz seviyesinde yükselme olacak, beklenmeyen hastalıklar görülecek.”

Oda’nın önerileri ise şöyle:

“Sera gazları emisyonu mutlaka durdurulmalıdır. Bunun için uluslararası tedbirler yanında ülkemizde de aşağıdaki tedbirlerin alınmasında yarar görülmektedir. Doğal afetler risk yönetimi oluşturulmalı. Ar-ge mühendislik hizmetleri oluşturulmalı, kadrolar düzenlenmeli. Meteorolojik parametreler ayrı ayrı irdelenmeli. Mevcut şehirleşmeden dolayı bozulan yağış havzaları yeniden belirlenmeli, akiferlerin besleneceği, su baskınlarının asgariye indirileceği planlama yapılmalı. Enerji yetkili ve bağımsız tek bir kurum tarafından yönetilmeli. Yenilenebilir enerji teşvik edilmeli. Enerji verimliliği, bina tasarımı, şehircilik , sanayi tesisleri, tarım, ulaşım v.s planlaması yapılmalı. Çevre ve ağaçlandırmaya önem verilmeli, mümkün mertebe homojenleşmeli. Hava kirliliği ölçüm ve uyarıları değerlendirilmeli. Yıldırım, dolu ve fırtına gibi afetler için önlem alınmalı, sığınaklar oluşturulmalı. Nükleer salınımlarda olası radyoaktif / radyasyon hareketi izlenmeli, tedbir alınmalı. Sel gibi afetler yanında kuraklık, kıtlık, bunaltıcılık, tsunami gibi afetlere hazırlıklı olunmalı. Su yönetimi tek elden yönetilmeli, var olan bölge sular komitesi, meteoroloji, su işleri, jeoloji, tarım gibi ilgili dairelerden yeniden oluşturulmalı. İklim ve değişikliği ile ilgili eğitim, farkındalık sadece sivil toplumdan beklenmemeli. Üniversitelerimizde lisans, yüksek lisans ve doktora tez konularında yerelliğe yer verilmeli.”





Source link

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir